ãäÊÏì ÞÕÉ ÇáÅÓáÇã

ãäÊÏì ÞÕÉ ÇáÅÓáÇã (http://forum.islamstory.com//index.php)
-   Article Forum (http://forum.islamstory.com//forumdisplay.php?f=110)
-   -   ÓæÑÉ ÇáÍÌ - Sûratu'l-Hacc (http://forum.islamstory.com//showthread.php?t=131452)

äÈíá ÇáÞíÓí 07-06-2021 02:32 PM

ÓæÑÉ ÇáÍÌ - Sûratu'l-Hacc
 
ÓæÑÉ ÇáÍÌ - Sûratu'l-Hacc
咃: 1
íóÜٰٓÃóíøõåóÇ ٱáäøóÇÓõ ٱÊøóÞõæÇú ÑóÈøóßõãۡۚ Åöäøó ÒóáۡÒóáóÉó ٱáÓøóÇÚóÉö ÔóíۡÁñ ÚóÙöíãٞ
Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Çünkü kıyamet vaktinin depremi müthiş bir şeydir!

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 2
íóæۡãó ÊóÑóæۡäóåóÇ ÊóÐۡåóáõ ßõáøõ ãõÑۡÖöÚóÉò ÚóãøóÇٓ ÃóÑۡÖóÚóÊۡ æóÊóÖóÚõ ßõáøõ ÐóÇÊö Íóãۡáò ÍóãۡáóåóÇ æóÊóÑóì ٱáäøóÇÓó ÓõßóٰÑóìٰ æóãóÇ åõã ÈöÓõßóٰÑóìٰ æóáóٰßöäøó ÚóÐóÇÈó ٱááøóåö ÔóÏöíÏٞ
Onu gördüğünüz gün, her emzikli kadın emzirdiği çocuğu unutur, her gebe kadın çocuğunu düşürür. İnsanları da sarhoş bir halde görürsün. Oysa onlar sarhoş değillerdir; fakat Allah'ın azabı çok dehşetlidir!

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 3
æóãöäó ٱáäøóÇÓö ãóä íõÌóٰÏöáõ Ýöí ٱááøóåö ÈöÛóíۡÑö Úöáۡãٖ æóíóÊøóÈöÚõ ßõáøó ÔóíۡØóٰäٖ ãøóÑöíÏٖ
İnsanlardan, bilgisi olmaksızın Allah hakkında tartışmaya giren ve her inatçı şeytana uyan birtakım kimseler vardır.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 4
ßõÊöÈó Úóáóíۡåö Ãóäøóåõۥ ãóä ÊóæóáøóÇåõ ÝóÃóäøóåõۥ íõÖöáøõåõۥ æóíóåۡÏöíåö Åöáóìٰ ÚóÐóÇÈö ٱáÓøóÚöíÑö
Onun (şeytan) hakkında şöyle yazılmıştır: Kim onu yoldaş edinirse bilsin ki (şeytan) kendisini saptıracak ve alevli ateşin azabına sürükleyecektir.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 5
íóÜٰٓÃóíøõåóÇ ٱáäøóÇÓõ Åöä ßõäÊõãۡ Ýöí ÑóíۡÈٖ ãøöäó ٱáۡÈóÚۡËö ÝóÅöäøóÇ ÎóáóÞۡäóٰßõã ãøöä ÊõÑóÇÈٖ Ëõãøó ãöä äøõØۡÝóÉٖ Ëõãøó ãöäۡ ÚóáóÞóÉٖ Ëõãøó ãöä ãøõÖۡÛóÉٖ ãøõÎóáøóÞóÉٖ æóÛóíۡÑö ãõÎóáøóÞóÉٖ áøöäõÈóíøöäó áóßõãۡۚ æóäõÞöÑøõ Ýöí ٱáۡÃóÑۡÍóÇãö ãóÇ äóÔóÇٓÁõ Åöáóìٰٓ ÃóÌóáٖ ãøõÓóãøٗì Ëõãøó äõÎۡÑöÌõßõãۡ ØöÝۡáٗÇ Ëõãøó áöÊóÈۡáõÛõæٓÇú ÃóÔõÏøóßõãۡۖ æóãöäßõã ãøóä íõÊóæóÝøóìٰ æóãöäßõã ãøóä íõÑóÏøõ Åöáóìٰٓ ÃóÑۡÐóáö ٱáۡÚõãõÑö áößóíۡáóÇ íóÚۡáóãó ãöäۢ ÈóÚۡÏö Úöáۡãٖ ÔóíۡÜٔٗÇۚ æóÊóÑóì ٱáۡÃóÑۡÖó åóÇãöÏóÉٗ ÝóÅöÐóÇٓ ÃóäÒóáۡäóÇ ÚóáóíۡåóÇ ٱáۡãóÇٓÁó ٱåۡÊóÒøóÊۡ æóÑóÈóÊۡ æóÃóäۢÈóÊóÊۡ ãöä ßõáøö ÒóæۡÌöۭ ÈóåöíÌٖ
Ey insanlar! Eğer yeniden dirilmekten şüphede iseniz, şunu bilin ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan (aşılanmış yumurtadan), sonra uzuvları (önce) belirsiz, (sonra) belirlenmiş canlı et parçasından (uzuvları zamanla oluşan ceninden) yarattık ki size (kudretimizi) gösterelim. Ve dilediğimizi, belirlenmiş bir süreye kadar rahimlerde bekletiriz; sonra sizi bir bebek olarak dışarı çıkarırız. Sonra güçlü çağınıza ulaşmanız için (sizi büyütürüz). İçinizden kimi vefat eder; yine içinizden kimi de ömrün en verimsiz çağına kadar götürülür, ta ki bilen bir kimse olduktan sonra bir şey bilmez hale gelsin. Sen, yeryüzünü de kupkuru ve ölü bir halde görürsün; fakat biz, üzerine yağmur indirdiğimizde o, kıpırdanır, kabarır ve her çeşitten (veya çiftten) iç açıcı bitkiler verir.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 6
Ðóٰáößó ÈöÃóäøó ٱááøóåó åõæó ٱáۡÍóÞøõ æóÃóäøóåõۥ íõÍۡíö ٱáۡãóæۡÊóìٰ æóÃóäøóåõۥ Úóáóìٰ ßõáøö ÔóíۡÁٖ ÞóÏöíÑٞ
Çünkü Allah hakkın ta kendisidir; O, ölüleri diriltir; yine O, her şeye hakkıyla kadirdir.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 7
æóÃóäøó ٱáÓøóÇÚóÉó ÁóÇÊöíóÉٞ áøóÇ ÑóíۡÈó ÝöíåóÇ æóÃóäøó ٱááøóåó íóÈۡÚóËõ ãóä Ýöí ٱáۡÞõÈõæÑö
Kıyamet vakti de gelecektir, bunda şüphe yoktur. Ve Allah kabirlerdeki kimseleri diriltip kaldıracaktır.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 8
æóãöäó ٱáäøóÇÓö ãóä íõÌóٰÏöáõ Ýöí ٱááøóåö ÈöÛóíۡÑö Úöáۡãٖ æóáóÇ åõÏٗì æóáóÇ ßöÊóٰÈٖ ãøõäöíÑٖ
İnsanlardan bazısı, bir bilgisi, bir rehberi ve (vahye dayanan) aydınlatıcı bir kitabı olmadığı halde, Allah hakkında tartışmaya kalkar.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 9
ËóÇäöíó ÚöØۡÝöåöۦ áöíõÖöáøó Úóä ÓóÈöíáö ٱááøóåöۖ áóåõۥ Ýöí ٱáÏøõäۡíóÇ ÎöÒۡíٞۖ æóäõÐöíÞõåõۥ íóæۡãó ٱáۡÞöíóٰãóÉö ÚóÐóÇÈó ٱáۡÍóÑöíÞö
Sırf Allah yolundan saptırmak için yanını eğip büker (kibir ve azamet içinde). Onun için dünyada bir rezillik vardır, kıyamet gününde ise ona yakıcı azabı tattıracağız.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 10
Ðóٰáößó ÈöãóÇ ÞóÏøóãóÊۡ íóÏóÇßó æóÃóäøó ٱááøóåó áóíۡÓó ÈöÙóáøóÜٰãٖ áøöáۡÚóÈöíÏö
İşte bu, önceden yapıp ettiklerin yüzündendir (denilir). Elbette Allah kullarına haksızlık edici değildir.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 11
æóãöäó ٱáäøóÇÓö ãóä íóÚۡÈõÏõ ٱááøóåó Úóáóìٰ ÍóÑۡÝٖۖ ÝóÅöäۡ ÃóÕóÇÈóåõۥ ÎóíۡÑñ ٱØۡãóÃóäøó Èöåöۦۖ æóÅöäۡ ÃóÕóÇÈóÊۡåõ ÝöÊۡäóÉñ ٱäÞóáóÈó Úóáóìٰ æóÌۡåöåöۦ ÎóÓöÑó ٱáÏøõäۡíóÇ æóٱáۡÃٓÎöÑóÉóۚ Ðóٰáößó åõæó ٱáۡÎõÓۡÑóÇäõ ٱáۡãõÈöíäõ
İnsanlardan kimi Allah'a yalnız bir yönden kulluk eder. Şöyle ki: Kendisine bir iyilik dokunursa buna pek memnun olur, bir de musibete uğrarsa çehresi değişir (dinden yüz çevirir). O, dünyasını da, ahiretini de kaybetmiştir. İşte bu, apaçık ziyanın ta kendisidir.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 12
íóÏۡÚõæÇú ãöä Ïõæäö ٱááøóåö ãóÇ áóÇ íóÖõÑøõåõۥ æóãóÇ áóÇ íóäÝóÚõåõۥۚ Ðóٰáößó åõæó ٱáÖøóáóٰáõ ٱáۡÈóÚöíÏõ
O, Allah'ı bırakıp, kendisine ne faydası, ne de zararı dokunacak olan şeylere yalvarır. Bu, (haktan) büsbütün uzak olan sapıklığın ta kendisidir.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 13
íóÏۡÚõæÇú áóãóä ÖóÑøõåõۥٓ ÃóÞۡÑóÈõ ãöä äøóÝۡÚöåöۦۚ áóÈöÆۡÓó ٱáۡãóæۡáóìٰ æóáóÈöÆۡÓó ٱáۡÚóÔöíÑõ
O, zararı faydasından daha (akla) yakın olan bir varlığa yalvarır. O (yalvardığı), ne kötü bir yardımcı, ne kötü bir dosttur!

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 14
Åöäøó ٱááøóåó íõÏۡÎöáõ ٱáøóÐöíäó ÁóÇãóäõæÇú æóÚóãöáõæÇú ٱáÕøóÜٰáöÍóٰÊö ÌóäøóÜٰÊٖ ÊóÌۡÑöí ãöä ÊóÍۡÊöåóÇ ٱáۡÃóäۡåóٰÑõۚ Åöäøó ٱááøóåó íóÝۡÚóáõ ãóÇ íõÑöíÏõ
Muhakkak ki Allah, iman edip salih ameller işleyen kimseleri, zemininden ırmaklar akan cennetlere kabul eder. Şüphesiz Allah dilediği şeyi yapar. @ãÕÍÍ

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 15
ãóä ßóÇäó íóÙõäøõ Ãóä áøóä íóäÕõÑóåõ ٱááøóåõ Ýöí ٱáÏøõäۡíóÇ æóٱáۡÃٓÎöÑóÉö ÝóáۡíóãۡÏõÏۡ ÈöÓóÈóÈò Åöáóì ٱáÓøóãóÇٓÁö Ëõãøó áۡíóÞۡØóÚۡ ÝóáۡíóäÙõÑۡ åóáۡ íõÐۡåöÈóäøó ßóíۡÏõåõۥ ãóÇ íóÛöíÙõ
Her kim, Allah'ın, dünya ve ahirette ona (Rasûlüne) asla yardım etmeyeceğini zannetmekte ise, (Allah ona yardım ettiğine göre) artık o kimse (evindeki) tavana bir ip atsın; (boğazına geçirsin); sonra da (ayağını yerden) kessin! Şimdi bu kimse baksın! Acaba, hilesi (bu yaptığı), öfke duyduğu şeyi (Allah'ın Peygamber'e yardımını) gerçekten engelleyecek mi? @ãÕÍÍ

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 16
æóßóÐóٰáößó ÃóäÒóáۡäóٰåõ ÁóÇíóٰÊöۭ ÈóíøöäóٰÊٖ æóÃóäøó ٱááøóåó íóåۡÏöí ãóä íõÑöíÏõ
İşte böylece biz o Kur'an'ı açık seçik âyetler halinde indirdik. Gerçek şu ki Allah dilediği kimseyi doğru yola sevkeder.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 17
Åöäøó ٱáøóÐöíäó ÁóÇãóäõæÇú æóٱáøóÐöíäó åóÇÏõæÇú æóٱáÕøóÜٰÈöÜٔöíäó æóٱáäøóÕóٰÑóìٰ æóٱáۡãóÌõæÓó æóٱáøóÐöíäó ÃóÔۡÑóßõæٓÇú Åöäøó ٱááøóåó íóÝۡÕöáõ Èóíۡäóåõãۡ íóæۡãó ٱáۡÞöíóٰãóÉöۚ Åöäøó ٱááøóåó Úóáóìٰ ßõáøö ÔóíۡÁٖ ÔóåöíÏñ
Mümin olanlar, yahudi olanlar, sâbiîler, hıristiyanlar, mecûsîler ve müşrik olanlara gelince, muhakkak ki Allah, bunlar arasında kıyamet gününde (ayrı ayrı) hükmünü verir. Çünkü Allah her şeye şahittir (her şeyi hakkıyla bilendir.) @ãÕÍÍ

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 18
Ãóáóãۡ ÊóÑó Ãóäøó ٱááøóåó íóÓۡÌõÏõۤ áóåõۥۤ ãóä Ýöí ٱáÓøóãóٰæóٰÊö æóãóä Ýöí ٱáۡÃóÑۡÖö æóٱáÔøóãۡÓõ æóٱáۡÞóãóÑõ æóٱáäøõÌõæãõ æóٱáۡÌöÈóÇáõ æóٱáÔøóÌóÑõ æóٱáÏøóæóÇٓÈøõ æóßóËöíÑٞ ãøöäó ٱáäøóÇÓöۖ æóßóËöíÑñ ÍóÞøó Úóáóíۡåö ٱáۡÚóÐóÇÈõۗ æóãóä íõåöäö ٱááøóåõ ÝóãóÇ áóåõۥ ãöä ãøõßۡÑöãòۚ Åöäøó ٱááøóåó íóÝۡÚóáõ ãóÇ íóÔóÇٓÁõ۩
Görmez misin ki, göklerde olanlar ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah’a secde ediyor; birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah kimi hor ve hakir kılarsa, artık onu değerli kılacak bir kimse yoktur. Şüphesiz Allah dilediğini yapar.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 19
۞åóٰÐóÇäö ÎóÕۡãóÇäö ٱÎۡÊóÕóãõæÇú Ýöí ÑóÈøöåöãۡۖ ÝóٱáøóÐöíäó ßóÝóÑõæÇú ÞõØøöÚóÊۡ áóåõãۡ ËöíóÇÈٞ ãøöä äøóÇÑٖ íõÕóÈøõ ãöä ÝóæۡÞö ÑõÁõæÓöåöãõ ٱáۡÍóãöíãõ
Şu iki grup, Rableri hakkında çekişen iki hasımdır: Şimdi, inkâr edenler için ateşten bir elbise biçilmiştir. Onların başlarının üstünden kaynar su dökülecektir!

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 20
íõÕۡåóÑõ Èöåöۦ ãóÇ Ýöí ÈõØõæäöåöãۡ æóٱáۡÌõáõæÏõ
Bununla, karınlarının içindeki (organlar) ve derileri eritilecektir!

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 21
æóáóåõã ãøóÞóٰãöÚõ ãöäۡ ÍóÏöíÏٖ
Bir de onlar için demir kamçılar vardır!

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 22
ßõáøóãóÇٓ ÃóÑóÇÏõæٓÇú Ãóä íóÎۡÑõÌõæÇú ãöäۡåóÇ ãöäۡ Ûóãøò ÃõÚöíÏõæÇú ÝöíåóÇ æóÐõæÞõæÇú ÚóÐóÇÈó ٱáۡÍóÑöíÞö
Izdıraptan dolayı oradan her çıkmak istediklerinde, oraya geri döndürülürler ve: «Tadın bu yakıcı azabı!» (denilir).

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 23
Åöäøó ٱááøóåó íõÏۡÎöáõ ٱáøóÐöíäó ÁóÇãóäõæÇú æóÚóãöáõæÇú ٱáÕøóÜٰáöÍóٰÊö ÌóäøóÜٰÊٖ ÊóÌۡÑöí ãöä ÊóÍۡÊöåóÇ ٱáۡÃóäۡåóٰÑõ íõÍóáøóæۡäó ÝöíåóÇ ãöäۡ ÃóÓóÇæöÑó ãöä ÐóåóÈٖ æóáõÄۡáõÄٗÇۖ æóáöÈóÇÓõåõãۡ ÝöíåóÇ ÍóÑöíÑٞ
Muhakkak ki Allah, iman edip salih amel işleyenleri, zemininden ırmaklar akan cennetlere kabul eder. Bunlar orada altın bileziklerle ve incilerle bezenirler. Orada giyecekleri ise ipektir. @ãÕÍÍ

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 24
æóåõÏõæٓÇú Åöáóì ٱáØøóíøöÈö ãöäó ٱáۡÞóæۡáö æóåõÏõæٓÇú Åöáóìٰ ÕöÑóٰØö ٱáۡÍóãöíÏö
Ve onlar, sözün en güzeline yöneltilmişler, övgüye lâyık olan Allah'ın yoluna iletilmişlerdir.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 25
Åöäøó ٱáøóÐöíäó ßóÝóÑõæÇú æóíóÕõÏøõæäó Úóä ÓóÈöíáö ٱááøóåö æóٱáۡãóÓۡÌöÏö ٱáۡÍóÑóÇãö ٱáøóÐöí ÌóÚóáۡäóٰåõ áöáäøóÇÓö ÓóæóÇٓÁð ٱáۡÚóٰßöÝõ Ýöíåö æóٱáۡÈóÇÏöۚ æóãóä íõÑöÏۡ Ýöíåö ÈöÅöáۡÍóÇÏöۭ ÈöÙõáۡãٖ äøõÐöÞۡåõ ãöäۡ ÚóÐóÇÈò Ãóáöíãٖ
İnkâr edenler, Allah'ın yolundan ve yerli, taşralı bütün insanlara eşit (kıble veya mâbed) kıldığımız Mescid Harâm'dan (insanları) alıkoymaya kalkanlar (şunu bilmeliler ki) kim orada (böyle) zulüm ile haktan sapmak isterse ona acı azaptan tattırırız.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 26
æóÅöÐۡ ÈóæøóÃۡäóÇ áöÅöÈۡÑóٰåöíãó ãóßóÇäó ٱáۡÈóíۡÊö Ãóä áøóÇ ÊõÔۡÑößۡ Èöí ÔóíۡÜٔٗÇ æóØóåøöÑۡ ÈóíۡÊöíó áöáØøóÇٓÆöÝöíäó æóٱáۡÞóÇٓÆöãöíäó æóٱáÑøõßøóÚö ٱáÓøõÌõæÏö
Bir zamanlar İbrahim'e Beytullah'ın yerini hazırlamış ve (ona şöyle demiştik): Bana hiçbir şeyi eş tutma; tavaf edenler, ayakta ibadet edenler, rükû ve secdeye varanlar için evimi temiz tut.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 27
æóÃóÐøöä Ýöí ٱáäøóÇÓö ÈöٱáۡÍóÌøö íóÃۡÊõæßó ÑöÌóÇáٗÇ æóÚóáóìٰ ßõáøö ÖóÇãöÑٖ íóÃۡÊöíäó ãöä ßõáøö ÝóÌøò ÚóãöíÞٖ
İnsanlar arasında haccı ilân et ki, gerek yaya olarak, gerekse nice uzak yoldan gelen yorgun argın develer üzerinde,

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 28
áøöíóÔۡåóÏõæÇú ãóäóٰÝöÚó áóåõãۡ æóíóÐۡßõÑõæÇú ٱÓۡãó ٱááøóåö Ýöíٓ ÃóíøóÇãٖ ãøóÚۡáõæãóٰÊò Úóáóìٰ ãóÇ ÑóÒóÞóåõã ãøöäۢ ÈóåöíãóÉö ٱáۡÃóäۡÚóٰãöۖ ÝóßõáõæÇú ãöäۡåóÇ æóÃóØۡÚöãõæÇú ٱáۡÈóÇٓÆöÓó ٱáۡÝóÞöíÑó
kendilerine ait birtakım yararları yakînen görmeleri, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günlerde Allah'ın ismini anmaları (kurban kesmeleri için) sana (Kâbe'ye) gelsinler. Artık ondan hem kendiniz yiyin, hem de yoksula, fakire yedirin.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 29
Ëõãøó áۡíóÞۡÖõæÇú ÊóÝóËóåõãۡ æóáۡíõæÝõæÇú äõÐõæÑóåõãۡ æóáۡíóØøóæøóÝõæÇú ÈöٱáۡÈóíۡÊö ٱáۡÚóÊöíÞö
(Saç ve tırnaklarını keserek) pis olan yerlerini temizlesinler; adaklarını yerine getirsinler ve o eski evi (Kabe'yi) tavaf etsinler. @ãÕÍÍ

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 30
Ðóٰáößóۖ æóãóä íõÚóÙøöãۡ ÍõÑõãóٰÊö ٱááøóåö Ýóåõæó ÎóíۡÑٞ áøóåõۥ ÚöäÏó ÑóÈøöåöۦۗ æóÃõÍöáøóÊۡ áóßõãõ ٱáۡÃóäۡÚóٰãõ ÅöáøóÇ ãóÇ íõÊۡáóìٰ Úóáóíۡßõãۡۖ ÝóٱÌۡÊóäöÈõæÇú ٱáÑøöÌۡÓó ãöäó ٱáۡÃóæۡËóٰäö æóٱÌۡÊóäöÈõæÇú Þóæۡáó ٱáÒøõæÑö
Durum böyle. Her kim, Allah'ın emir ve yasaklarına saygı gösterirse, bu, Rabbinin katında kendisi için daha hayırlıdır. (Haram olduğu) size okunanların dışında kalan hayvanlar size helâl kılındı. O halde, pislikten, putlardan sakının; yalan sözden sakının. 

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 31
ÍõäóÝóÇٓÁó áöáøóåö ÛóíۡÑó ãõÔۡÑößöíäó Èöåöۦۚ æóãóä íõÔۡÑößۡ Èöٱááøóåö ÝóßóÃóäøóãóÇ ÎóÑøó ãöäó ٱáÓøóãóÇٓÁö ÝóÊóÎۡØóÝõåõ ٱáØøóíۡÑõ Ãóæۡ Êóåۡæöí Èöåö ٱáÑøöíÍõ Ýöí ãóßóÇäٖ ÓóÍöíÞٖ
Kendisine ortak koşmaksızın Allah'ın hanifleri (O'nun birliğini tanıyan müminler) olun. Kim Allah'a ortak koşarsa sanki o , gökten düşüp parçalanmış da kendisini kuşlar kapmış, yahut rüzgâr onu uzak bir yere sürüklemiş (bir nesne) gibidir.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 32
Ðóٰáößóۖ æóãóä íõÚóÙøöãۡ ÔóÚóÜٰٓÆöÑó ٱááøóåö ÝóÅöäøóåóÇ ãöä ÊóÞۡæóì ٱáۡÞõáõæÈö
Durum öyledir. Her kim Allah'ın hükümlerine saygı gösterirse, şüphesiz bu, kalplerin takvâsındandır.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 33
áóßõãۡ ÝöíåóÇ ãóäóٰÝöÚõ Åöáóìٰٓ ÃóÌóáٖ ãøõÓóãøٗì Ëõãøó ãóÍöáøõåóÇٓ Åöáóì ٱáۡÈóíۡÊö ٱáۡÚóÊöíÞö
Onlarda (kurbanlık hayvanlarda veya hac fiillerinde) sizin için belli bir süreye kadar birtakım yararlar vardır. Sonra bunların varacakları (biteceği) yer, Eski Ev'e (Kâbe'ye) kadardır.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 34
æóáößõáøö ÃõãøóÉٖ ÌóÚóáۡäóÇ ãóäÓóßٗÇ áøöíóÐۡßõÑõæÇú ٱÓۡãó ٱááøóåö Úóáóìٰ ãóÇ ÑóÒóÞóåõã ãøöäۢ ÈóåöíãóÉö ٱáۡÃóäۡÚóٰãöۗ ÝóÅöáóٰåõßõãۡ Åöáóٰåٞ æóٰÍöÏٞ Ýóáóåõۥٓ ÃóÓۡáöãõæÇúۗ æóÈóÔøöÑö ٱáۡãõÎۡÈöÊöíäó
Biz, her ümmete (Kurban kesmeye uygun) hayvan cinsinden kendilerine rızık olarak verdiklerimiz üzerine Allah'ın adını ansınlar diye kurban kesmeyi gerekli kıldık. İmdi, İlâhınız, bir tek İlâh'tır. Öyle ise, O'na teslim olun. (Ey Muhammed!) O ihlâslı ve mütevazi insanları müjdele!

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 35
ٱáøóÐöíäó ÅöÐóÇ ÐõßöÑó ٱááøóåõ æóÌöáóÊۡ ÞõáõæÈõåõãۡ æóٱáÕøóÜٰÈöÑöíäó Úóáóìٰ ãóÇٓ ÃóÕóÇÈóåõãۡ æóٱáۡãõÞöíãöí ٱáÕøóáóæٰÉö æóãöãøóÇ ÑóÒóÞۡäóٰåõãۡ íõäÝöÞõæäó
Onlar öyle kimseler ki, Allah anıldığı zaman kalpleri titrer; başlarına gelene sabrederler, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden (Allah için) infâk ederler. @ãÕÍÍ

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 36
æóٱáۡÈõÏۡäó ÌóÚóáۡäóٰåóÇ áóßõã ãøöä ÔóÚóÜٰٓÆöÑö ٱááøóåö áóßõãۡ ÝöíåóÇ ÎóíۡÑٞۖ ÝóٱÐۡßõÑõæÇú ٱÓۡãó ٱááøóåö ÚóáóíۡåóÇ ÕóæóÇٓÝøóۖ ÝóÅöÐóÇ æóÌóÈóÊۡ ÌõäõæÈõåóÇ ÝóßõáõæÇú ãöäۡåóÇ æóÃóØۡÚöãõæÇú ٱáۡÞóÇäöÚó æóٱáۡãõÚۡÊóÑøóۚ ßóÐóٰáößó ÓóÎøóÑۡäóٰåóÇ áóßõãۡ áóÚóáøóßõãۡ ÊóÔۡßõÑõæäó
Biz, büyük baş hayvanları da sizin için Allah'ın (dininin) işaretlerinden (kurban) kıldık. Onlarda sizin için hayır vardır. Şu halde onlar, ayakları üzerine dururken üzerlerine Allah'ın ismini anınız (ve kurban ediniz). Yan üstü yere düştüklerinde ise, artık (canı çıktığında) onlardan hem kendiniz yiyin, hem de ihtiyacını gizleyen-gizlemeyen fakirlere yedirin. İşte bu hayvanları biz, şükredesiniz diye sizin istifadenize verdik.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 37
áóä íóäóÇáó ٱááøóåó áõÍõæãõåóÇ æóáóÇ ÏöãóÇٓÄõåóÇ æóáóٰßöä íóäóÇáõåõ ٱáÊøóÞۡæóìٰ ãöäßõãۡۚ ßóÐóٰáößó ÓóÎøóÑóåóÇ áóßõãۡ áöÊõßóÈøöÑõæÇú ٱááøóåó Úóáóìٰ ãóÇ åóÏóìٰßõãۡۗ æóÈóÔøöÑö ٱáۡãõÍۡÓöäöíäó
Onların ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır; fakat O'na sadece sizin takvanız ulaşır. Sizi hidayete erdirdiğinden dolayı Allah'ı büyük tanıyasınız diye O, bu hayvanları böylece sizin istifadenize verdi. (Ey Muhammed!) Güzel davrananları müjdele!

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 38
۞Åöäøó ٱááøóåó íõÏóٰÝöÚõ Úóäö ٱáøóÐöíäó ÁóÇãóäõæٓÇúۗ Åöäøó ٱááøóåó áóÇ íõÍöÈøõ ßõáøó ÎóæøóÇäٖ ßóÝõæÑò
Allah, iman edenleri korur. Şu da muhakkak ki Allah, hain ve nankör olan herkesi sevgisinden mahrum eder.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 39
ÃõÐöäó áöáøóÐöíäó íõÞóٰÊóáõæäó ÈöÃóäøóåõãۡ ÙõáöãõæÇúۚ æóÅöäøó ٱááøóåó Úóáóìٰ äóÕۡÑöåöãۡ áóÞóÏöíÑñ
Kendileriyle savaşılanlara (müminlere), zulme uğramış olmaları sebebiyle, (savaş konusunda) izin verildi. Şüphe yok ki Allah, onlara yardıma mutlak surette kadirdir.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 40
ٱáøóÐöíäó ÃõÎۡÑöÌõæÇú ãöä ÏöíóٰÑöåöã ÈöÛóíۡÑö ÍóÞøò ÅöáøóÇٓ Ãóä íóÞõæáõæÇú ÑóÈøõäóÇ ٱááøóåõۗ æóáóæۡáóÇ ÏóÝۡÚõ ٱááøóåö ٱáäøóÇÓó ÈóÚۡÖóåõã ÈöÈóÚۡÖٖ áøóåõÏøöãóÊۡ ÕóæóٰãöÚõ æóÈöíóÚٞ æóÕóáóæóٰÊٞ æóãóÓóٰÌöÏõ íõÐۡßóÑõ ÝöíåóÇ ٱÓۡãõ ٱááøóåö ßóËöíÑٗÇۗ æóáóíóäÕõÑóäøó ٱááøóåõ ãóä íóäÕõÑõåõۥٓۚ Åöäøó ٱááøóåó áóÞóæöíøñ ÚóÒöíÒñ
Onlar, başka değil, sırf «Rabbimiz Allah'tır» dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah, bir kısım insanları (kötülüklerini) diğer bir kısmı ile defedip önlemeseydi, mutlak surette, içlerinde Allah’ın ismi bol bol anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler yıkılır giderdi. Allah, kendisine (kendi dinine) yardım edenlere muhakkak surette yardım eder. Hiç şüphesiz Allah, güçlüdür, galiptir.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 41
ٱáøóÐöíäó Åöä ãøóßøóäøóÜٰåõãۡ Ýöí ٱáۡÃóÑۡÖö ÃóÞóÇãõæÇú ٱáÕøóáóæٰÉó æóÁóÇÊóæõÇú ٱáÒøóßóæٰÉó æóÃóãóÑõæÇú ÈöٱáۡãóÚۡÑõæÝö æóäóåóæۡÇú Úóäö ٱáۡãõäßóÑöۗ æóáöáøóåö ÚóٰÞöÈóÉõ ٱáۡÃõãõæÑö
Onlar (o müminler) ki, eğer kendilerine yeryüzünde iktidar verirsek namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, iyiliği emreder ve kötülükten nehyederler. İşlerin sonu Allah'a varır. @ãÕÍÍ

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 42
æóÅöä íõßóÐøöÈõæßó ÝóÞóÏۡ ßóÐøóÈóÊۡ ÞóÈۡáóåõãۡ Þóæۡãõ äõæÍٖ æóÚóÇÏٞ æóËóãõæÏõ
(Rasûlüm!) Eğer onlar (inkarcılar) seni yalanlıyorlarsa, (şunu bil ki) onlardan önce Nuh'un kavmi, Âd, Semûd,

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 43
æóÞóæۡãõ ÅöÈۡÑóٰåöíãó æóÞóæۡãõ áõæØٖ
İbrahim'in kavmi, Lût'un kavmi

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 44
æóÃóÕۡÍóٰÈõ ãóÏۡíóäóۖ æóßõÐøöÈó ãõæÓóìٰۖ ÝóÃóãۡáóíۡÊõ áöáۡßóٰÝöÑöíäó Ëõãøó ÃóÎóÐۡÊõåõãۡۖ ÝóßóíۡÝó ßóÇäó äóßöíÑö
ve Medyen halkı da (peygamberlerini) yalanladılar. Musa da yalanlanmıştı. İşte ben o kâfirlere süre tanıdım, sonra onları yakaladım. Nasıl oldu benim onları reddim (cezalandırmam)!

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 45
ÝóßóÃóíøöä ãøöä ÞóÑۡíóÉò ÃóåۡáóßۡäóٰåóÇ æóåöíó ÙóÇáöãóÉٞ Ýóåöíó ÎóÇæöíóÉñ Úóáóìٰ ÚõÑõæÔöåóÇ æóÈöÆۡÑٖ ãøõÚóØøóáóÉٖ æóÞóÕۡÑٖ ãøóÔöíÏò
Nitekim, birçok memleket vardı ki, o memleket (halkı) zulmetmekte iken, biz onları helâk ettik. Şimdi o ülkelerde duvarlar, (çökmüş) tavanların üzerine yıkılmıştır. Nice kullanılmaz hale gelmiş kuyular ve (ıssız kalmış) ulu saraylar vardır.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 46
ÃóÝóáóãۡ íóÓöíÑõæÇú Ýöí ٱáۡÃóÑۡÖö ÝóÊóßõæäó áóåõãۡ ÞõáõæÈٞ íóÚۡÞöáõæäó ÈöåóÇٓ Ãóæۡ ÁóÇÐóÇäٞ íóÓۡãóÚõæäó ÈöåóÇۖ ÝóÅöäøóåóÇ áóÇ ÊóÚۡãóì ٱáۡÃóÈۡÕóٰÑõ æóáóٰßöä ÊóÚۡãóì ٱáۡÞõáõæÈõ ٱáøóÊöí Ýöí ٱáÕøõÏõæÑö
(Sana karşı çıkanlar) hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı? Zira dolaşsalardı elbette düşünecek kalpleri ve işitecek kulakları olurdu. Ama gerçek şu ki, gözler kör olmaz; lâkin göğüsler içindeki kalpler kör olur.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 47
æóíóÓۡÊóÚۡÌöáõæäóßó ÈöٱáۡÚóÐóÇÈö æóáóä íõÎۡáöÝó ٱááøóåõ æóÚۡÏóåõۥۚ æóÅöäøó íóæۡãðÇ ÚöäÏó ÑóÈøößó ßóÃóáۡÝö ÓóäóÉٖ ãøöãøóÇ ÊóÚõÏøõæäó
(Rasûlüm!) Onlar senden azabın çabuk gelmesini istiyorlar. Allah vaadinden asla dönmez. Muhakkak ki, Rabbinin nezdinde bir gün sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 48
æóßóÃóíøöä ãøöä ÞóÑۡíóÉò ÃóãۡáóíۡÊõ áóåóÇ æóåöíó ÙóÇáöãóÉٞ Ëõãøó ÃóÎóÐۡÊõåóÇ æóÅöáóíøó ٱáۡãóÕöíÑõ
Nice ülkeler var ki, zulmedip dururlarken onlara mühlet verdim. Sonunda onları yakaladım. Dönüş yalnız banadır.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 49
Þõáۡ íóÜٰٓÃóíøõåóÇ ٱáäøóÇÓõ ÅöäøóãóÇٓ ÃóäóÇ۠ áóßõãۡ äóÐöíÑٞ ãøõÈöíäٞ
De ki: Ey insanlar! Ben ancak sizin için apaçık bir uyarıcıyım.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 50
ÝóٱáøóÐöíäó ÁóÇãóäõæÇú æóÚóãöáõæÇú ٱáÕøóÜٰáöÍóٰÊö áóåõã ãøóÛۡÝöÑóÉٞ æóÑöÒۡÞٞ ßóÑöíãٞ
İman edip sâlih ameller işleyen kimseler için mağfiret ve bol rızık vardır.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 51
æóٱáøóÐöíäó ÓóÚóæۡÇú Ýöíٓ ÁóÇíóٰÊöäóÇ ãõÚóٰÌöÒöíäó ÃõæúáóÜٰٓÆößó ÃóÕۡÍóٰÈõ ٱáۡÌóÍöíãö
Âyetlerimiz hakkında (onları tesirsiz kılmak için) birbirlerini geri bırakırcasına yarışanlara gelince, işte bunlar, cehennemliklerdir.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 52
æóãóÇٓ ÃóÑۡÓóáۡäóÇ ãöä ÞóÈۡáößó ãöä ÑøóÓõæáٖ æóáóÇ äóÈöíøò ÅöáøóÇٓ ÅöÐóÇ Êóãóäøóìٰٓ ÃóáۡÞóì ٱáÔøóíۡØóٰäõ Ýöíٓ ÃõãۡäöíøóÊöåöۦ ÝóíóäÓóÎõ ٱááøóåõ ãóÇ íõáۡÞöí ٱáÔøóíۡØóٰäõ Ëõãøó íõÍۡßöãõ ٱááøóåõ ÁóÇíóٰÊöåöۦۗ æóٱááøóåõ Úóáöíãñ Íóßöíãٞ
(Ey Muhammed!) Biz, senden önce hiçbir Rasûl ve nebî göndermedik ki, o, bir temennide bulunduğunda, şeytan onun dileğine ille de (beşerî arzular) katmaya kalkışmasın. Ne var ki Allah, şeytanın katacağı şeyi iptal eder. Sonra Allah, kendi âyetlerini (lafız ve mana bakımından) sağlam olarak yerleştirir. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 53
áøöíóÌۡÚóáó ãóÇ íõáۡÞöí ٱáÔøóíۡØóٰäõ ÝöÊۡäóÉٗ áøöáøóÐöíäó Ýöí ÞõáõæÈöåöã ãøóÑóÖٞ æóٱáۡÞóÇÓöíóÉö ÞõáõæÈõåõãۡۗ æóÅöäøó ٱáÙøóÜٰáöãöíäó áóÝöí ÔöÞóÇÞöۭ ÈóÚöíÏٖ
(Allah, şeytanın böyle yapmasına müsaade eder ki) kalplerinde hastalık olanlar ve kalpleri katılaşanlar için, şeytanın kattığı şeyi bir deneme (vesilesi) yapsın. Zalimler, gerçekten (haktan) oldukça uzak bir ayrılık içindedirler.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 54
æóáöíóÚۡáóãó ٱáøóÐöíäó ÃõæÊõæÇú ٱáۡÚöáۡãó Ãóäøóåõ ٱáۡÍóÞøõ ãöä ÑøóÈøößó ÝóíõÄۡãöäõæÇú Èöåöۦ ÝóÊõÎۡÈöÊó áóåõۥ ÞõáõæÈõåõãۡۗ æóÅöäøó ٱááøóåó áóåóÇÏö ٱáøóÐöíäó ÁóÇãóäõæٓÇú Åöáóìٰ ÕöÑóٰØٖ ãøõÓۡÊóÞöíãٖ
Bir de, kendilerine ilim verilenler, onun (Kur'an'ın) hakikaten Rabbin tarafından gelmiş bir gerçek olduğunu bilsinler de ona inansınlar, bu sayede kalpleri huzur ve tatmine kavuşsun. Şüphesiz ki Allah, iman edenleri, kesinlikle dosdoğru bir yola yöneltir.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 55
æóáóÇ íóÒóÇáõ ٱáøóÐöíäó ßóÝóÑõæÇú Ýöí ãöÑۡíóÉٖ ãøöäۡåõ ÍóÊøóìٰ ÊóÃۡÊöíóåõãõ ٱáÓøóÇÚóÉõ ÈóÛۡÊóÉð Ãóæۡ íóÃۡÊöíóåõãۡ ÚóÐóÇÈõ íóæۡãò ÚóÞöíãò
İnkâr edenler, kendilerine o saat ansızın gelinceye, yahut da (kendileri için hayır yönünden) kısır bir günün azabı gelinceye kadar onun (Kur'an) hakkında hep şüphe içindedirler.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 56
ٱáۡãõáۡßõ íóæۡãóÆöÐٖ áøöáøóåö íóÍۡßõãõ Èóíۡäóåõãۡۚ ÝóٱáøóÐöíäó ÁóÇãóäõæÇú æóÚóãöáõæÇú ٱáÕøóÜٰáöÍóٰÊö Ýöí ÌóäøóÜٰÊö ٱáäøóÚöíãö
O gün, mülk Allah’ındır. İnsanlar arasında hüküm verir. (Bu hüküm gereği) iman edip sâlih ameller işleyenler Naîm cennetlerinin içindedirler. @ãÕÍÍ

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 57
æóٱáøóÐöíäó ßóÝóÑõæÇú æóßóÐøóÈõæÇú ÈöÜٔóÇíóٰÊöäóÇ ÝóÃõæúáóÜٰٓÆößó áóåõãۡ ÚóÐóÇÈٞ ãøõåöíäٞ
İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar için alçaltıcı bir azap vardır.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 58
æóٱáøóÐöíäó åóÇÌóÑõæÇú Ýöí ÓóÈöíáö ٱááøóåö Ëõãøó ÞõÊöáõæٓÇú Ãóæۡ ãóÇÊõæÇú áóíóÑۡÒõÞóäøóåõãõ ٱááøóåõ ÑöÒۡÞðÇ ÍóÓóäٗÇۚ æóÅöäøó ٱááøóåó áóåõæó ÎóíۡÑõ ٱáÑøóÜٰÒöÞöíäó
Allah yolunda hicret edenler, sonra öldürülenler, yahut ölenler, işte, Allah, onları güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. Allah, şüphesiz rızık verenlerin en hayırlısıdır. @ãÕÍÍ

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 59
áóíõÏۡÎöáóäøóåõã ãøõÏۡÎóáٗÇ íóÑۡÖóæۡäóåõۥۚ æóÅöäøó ٱááøóåó áóÚóáöíãñ Íóáöíãٞ
Onları, hoşnut olacakları bir yere sokacaktır. Şüphesiz Allah, her şeyi hakkıyla bilendir; ceza vermekte de aceleci değildir. @ãÕÍÍ

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 60
۞Ðóٰáößóۖ æóãóäۡ ÚóÇÞóÈó ÈöãöËۡáö ãóÇ ÚõæÞöÈó Èöåöۦ Ëõãøó ÈõÛöíó Úóáóíۡåö áóíóäÕõÑóäøóåõ ٱááøóåõۚ Åöäøó ٱááøóåó áóÚóÝõæøñ ÛóÝõæÑٞ
İşte böyle. Her kim, kendisine verilen eziyetin dengi ile karşılık verir de, bundan sonra kendisine yine bir tecavüz ve zulüm vaki olursa, emin olmalıdır ki, Allah ona mutlaka yardım edecektir. Hakikaten Allah çok bağışlayıcı ve mağfiret edicidir.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 61
Ðóٰáößó ÈöÃóäøó ٱááøóåó íõæáöÌõ ٱáøóíۡáó Ýöí ٱáäøóåóÇÑö æóíõæáöÌõ ٱáäøóåóÇÑó Ýöí ٱáøóíۡáö æóÃóäøó ٱááøóåó ÓóãöíÚõۢ ÈóÕöíÑٞ
Böylece (Allah, haksızlığa uğrayana yardım edecektir ve buna kadirdir). Çünkü Allah, geceyi gündüze katar, gündüzü geceye katar. Şu da muhakkak ki Allah, hakkıyla işiten ve görendir.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 62
Ðóٰáößó ÈöÃóäøó ٱááøóåó åõæó ٱáۡÍóÞøõ æóÃóäøó ãóÇ íóÏۡÚõæäó ãöä Ïõæäöåöۦ åõæó ٱáۡÈóٰØöáõ æóÃóäøó ٱááøóåó åõæó ٱáۡÚóáöíøõ ٱáۡßóÈöíÑõ
Böyledir. Çünkü Allah, hakkın ta kendisidir. O’nun dışındaki taptıkları ise bâtılın ta kendisidir. Allah, işte çok yüce, çok büyük olan da O'dur. @ãÕÍÍ

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 63
Ãóáóãۡ ÊóÑó Ãóäøó ٱááøóåó ÃóäÒóáó ãöäó ٱáÓøóãóÇٓÁö ãóÇٓÁٗ ÝóÊõÕۡÈöÍõ ٱáۡÃóÑۡÖõ ãõÎۡÖóÑøóÉðۚ Åöäøó ٱááøóåó áóØöíÝñ ÎóÈöíÑٞ
Görmedin mi, Allah, gökten yağmur indirdi de bu sayede yeryüzü yeşeriyor. Gerçekten Allah çok lütufkârdır, (her şeyden) haberdardır.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 64
áøóåõۥ ãóÇ Ýöí ٱáÓøóãóٰæóٰÊö æóãóÇ Ýöí ٱáۡÃóÑۡÖöۚ æóÅöäøó ٱááøóåó áóåõæó ٱáۡÛóäöíøõ ٱáۡÍóãöíÏõ
Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. Hakikaten Allah, her şeyden müstağnî (zengin) olan yalnız O'dur; hamdolunmaya lâyıktır. @ãÕÍÍ

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 65
Ãóáóãۡ ÊóÑó Ãóäøó ٱááøóåó ÓóÎøóÑó áóßõã ãøóÇ Ýöí ٱáۡÃóÑۡÖö æóٱáۡÝõáۡßó ÊóÌۡÑöí Ýöí ٱáۡÈóÍۡÑö ÈöÃóãۡÑöåöۦ æóíõãۡÓößõ ٱáÓøóãóÇٓÁó Ãóä ÊóÞóÚó Úóáóì ٱáۡÃóÑۡÖö ÅöáøóÇ ÈöÅöÐۡäöåöۦٓۚ Åöäøó ٱááøóåó ÈöٱáäøóÇÓö áóÑóÁõæÝٞ ÑøóÍöíãٞ
Görmedin mi, Allah, yerdeki eşyayı ve emri uyarınca denizde yüzen gemileri sizin hizmetinize verdi. Göğü de, kendi izni olmadıkça yer üzerine düşmekten korur. Çünkü Allah, insanlara çok şefkatli ve çok merhametlidir.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 66
æóåõæó ٱáøóÐöíٓ ÃóÍۡíóÇßõãۡ Ëõãøó íõãöíÊõßõãۡ Ëõãøó íõÍۡíöíßõãۡۗ Åöäøó ٱáۡÅöäÓóٰäó áóßóÝõæÑٞ
O, (önce) size hayat veren, sonra sizi öldürecek, sonra yine diriltecek olandır. Gerçekten insan, çok nankördür.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 67
áøößõáøö ÃõãøóÉٖ ÌóÚóáۡäóÇ ãóäÓóßðÇ åõãۡ äóÇÓößõæåõۖ ÝóáóÇ íõäóٰÒöÚõäøóßó Ýöí ٱáۡÃóãۡÑöۚ æóٱÏۡÚõ Åöáóìٰ ÑóÈøößóۖ Åöäøóßó áóÚóáóìٰ åõÏٗì ãøõÓۡÊóÞöíãٖ
Biz, her ümmet için, yapageldikleri bir takım ibadet tarzları koymuşuzdur. Bu itibarla, (ey Muhammed!) bu hususta seninle münakaşaya kalkışmasınlar. Rabbine davet et. Hiç şüphe yoktur ki, sen, dosdoğru bir yol üzerindesin. @ãÕÍÍ

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 68
æóÅöä ÌóٰÏóáõæßó ÝóÞõáö ٱááøóåõ ÃóÚۡáóãõ ÈöãóÇ ÊóÚۡãóáõæäó
Eğer seninle münakaşa ve mücâdeleye girişirlerse: «Allah yaptığınızı çok iyi bilmektedir» de.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 69
ٱááøóåõ íóÍۡßõãõ Èóíۡäóßõãۡ íóæۡãó ٱáۡÞöíóٰãóÉö ÝöíãóÇ ßõäÊõãۡ Ýöíåö ÊóÎۡÊóáöÝõæäó
Allah kıyamet gününde, ihtilâf etmekte olduğunuz konulara dair aranızda hüküm verecektir.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 70
Ãóáóãۡ ÊóÚۡáóãۡ Ãóäøó ٱááøóåó íóÚۡáóãõ ãóÇ Ýöí ٱáÓøóãóÇٓÁö æóٱáۡÃóÑۡÖöۚ Åöäøó Ðóٰáößó Ýöí ßöÊóٰÈòۚ Åöäøó Ðóٰáößó Úóáóì ٱááøóåö íóÓöíÑٞ
Bilmez misin ki, Allah, yerde ve gökte ne varsa bilir? Bu, bir kitapta (levhi mahfuzda) mevcuttur. Bu (eşya ve olayların bilgisine sahip olmak), Allah için çok kolaydır.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 71
æóíóÚۡÈõÏõæäó ãöä Ïõæäö ٱááøóåö ãóÇ áóãۡ íõäóÒøöáۡ Èöåöۦ ÓõáۡØóٰäٗÇ æóãóÇ áóíۡÓó áóåõã Èöåöۦ Úöáۡãٞۗ æóãóÇ áöáÙøóÜٰáöãöíäó ãöä äøóÕöíÑٖ
Onlar, Allah’ı bırakıp, Allah'ın kendisine hiçbir delil indirmediği, kendilerinin dahi hakkında bilgi sahibi olmadıkları şeylere tapıyorlar. Zalimlerin hiç yardımcısı yoktur.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 72
æóÅöÐóÇ ÊõÊۡáóìٰ Úóáóíۡåöãۡ ÁóÇíóٰÊõäóÇ ÈóíøöäóٰÊٖ ÊóÚۡÑöÝõ Ýöí æõÌõæåö ٱáøóÐöíäó ßóÝóÑõæÇú ٱáۡãõäßóÑóۖ íóßóÇÏõæäó íóÓۡØõæäó ÈöٱáøóÐöíäó íóÊۡáõæäó Úóáóíۡåöãۡ ÁóÇíóٰÊöäóÇۗ Þõáۡ ÃóÝóÃõäóÈøöÆõßõã ÈöÔóÑøٖ ãøöä Ðóٰáößõãõۚ ٱáäøóÇÑõ æóÚóÏóåóÇ ٱááøóåõ ٱáøóÐöíäó ßóÝóÑõæÇúۖ æóÈöÆۡÓó ٱáۡãóÕöíÑõ
Âyetlerimiz açık açık kendilerine okunduğunda, kâfirlerin suratlarında hoşnutsuzluk sezersin. Onlar, kendilerine âyetlerimizi okuyanların neredeyse üzerlerine saldırırlar. De ki: Size bundan (bu öfke ve huzursuzluğunuzdan) daha kötüsünü bildireyim mi? Cehennem! Allah, onu kâfirlere (ceza olarak) bildirdi. O, ne kötü sondur! 

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 73
íóÜٰٓÃóíøõåóÇ ٱáäøóÇÓõ ÖõÑöÈó ãóËóáٞ ÝóٱÓۡÊóãöÚõæÇú áóåõۥٓۚ Åöäøó ٱáøóÐöíäó ÊóÏۡÚõæäó ãöä Ïõæäö ٱááøóåö áóä íóÎۡáõÞõæÇú ÐõÈóÇÈٗÇ æóáóæö ٱÌۡÊóãóÚõæÇú áóåõۥۖ æóÅöä íóÓۡáõÈۡåõãõ ٱáÐøõÈóÇÈõ ÔóíۡÜٔٗÇ áøóÇ íóÓۡÊóäÞöÐõæåõ ãöäۡåõۚ ÖóÚõÝó ٱáØøóÇáöÈõ æóٱáۡãóØۡáõæÈõ
Ey insanlar! (Size) bir misal verildi; şimdi onu dinleyin: Allah'ı bırakıp da yalvardıklarınız (taptıklarınız) bunun için bir araya gelseler bile bir sineği dahi yaratamazlar. Sinek onlardan bir şey kapsa, bunu ondan geri de alamazlar. İsteyen de âciz, kendinden istenen de!

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 74
ãóÇ ÞóÏóÑõæÇú ٱááøóåó ÍóÞøó ÞóÏۡÑöåöۦٓۚ Åöäøó ٱááøóåó áóÞóæöíøñ ÚóÒöíÒñ
Onlar, (Bu âciz putları Allah'a ortak koşmak suretiyle) Allah'ın kadrini hakkıyla bilemediler. Hiç şüphesiz Allah, çok kuvvetlidir, çok üstündür.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 75
ٱááøóåõ íóÕۡØóÝöí ãöäó ٱáۡãóáóÜٰٓÆößóÉö ÑõÓõáٗÇ æóãöäó ٱáäøóÇÓöۚ Åöäøó ٱááøóåó ÓóãöíÚõۢ ÈóÕöíÑٞ
Allah, meleklerden de insanlardan da elçiler seçmiştir. Allah, şüphesiz hakkıyla işitendir; hakkıyla görendir. @ãÕÍÍ

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 76
íóÚۡáóãõ ãóÇ Èóíۡäó ÃóíۡÏöíåöãۡ æóãóÇ ÎóáۡÝóåõãۡۚ æóÅöáóì ٱááøóåö ÊõÑۡÌóÚõ ٱáۡÃõãõæÑõ
Onların önlerindekini de, arkalarındakini de (yaptıklarını da, yapacaklarını da) bilir. Bütün işler Allah’a döndürülür.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 77
íóÜٰٓÃóíøõåóÇ ٱáøóÐöíäó ÁóÇãóäõæÇú ٱÑۡßóÚõæÇú æóٱÓۡÌõÏõæÇúۤ æóٱÚۡÈõÏõæÇú ÑóÈøóßõãۡ æóٱÝۡÚóáõæÇú ٱáۡÎóíۡÑó áóÚóáøóßõãۡ ÊõÝۡáöÍõæäó۩
Ey iman edenler! Rükû edin; secdeye kapanın; Rabbinize ibadet edin; hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz.

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:
咃: 78
æóÌóٰåöÏõæÇú Ýöí ٱááøóåö ÍóÞøó ÌöåóÇÏöåöۦۚ åõæó ٱÌۡÊóÈóìٰßõãۡ æóãóÇ ÌóÚóáó Úóáóíۡßõãۡ Ýöí ٱáÏøöíäö ãöäۡ ÍóÑóÌٖۚ ãøöáøóÉó ÃóÈöíßõãۡ ÅöÈۡÑóٰåöíãóۚ åõæó Óóãøóìٰßõãõ ٱáۡãõÓۡáöãöíäó ãöä ÞóÈۡáõ æóÝöí åóٰÐóÇ áöíóßõæäó ٱáÑøóÓõæáõ ÔóåöíÏðÇ Úóáóíۡßõãۡ æóÊóßõæäõæÇú ÔõåóÏóÇٓÁó Úóáóì ٱáäøóÇÓöۚ ÝóÃóÞöíãõæÇú ٱáÕøóáóæٰÉó æóÁóÇÊõæÇú ٱáÒøóßóæٰÉó æóٱÚۡÊóÕöãõæÇú Èöٱááøóåö åõæó ãóæۡáóìٰßõãۡۖ ÝóäöÚۡãó ٱáۡãóæۡáóìٰ æóäöÚۡãó ٱáäøóÕöíÑõ
Allah uğrunda, hakkını vererek cihad edin. O, sizi seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babanız İbrahim'in dininde (de böyleydi). Daha önceki kitaplarda ve bu Kitapta, Peygamberin size şâhid olması, sizin de diğer insanlara şâhit olmanız için, sizi müslüman diye isimlendirmiştir. Bu itibarla namazı dosdoğru kılın; zekâtı verin ve Allah'a sımsıkı sarılın. O sizin mevlânızdır. O, ne güzel bir mevlâ ve ne güzel bir yardımcıdır. @ãÕÍÍ

ÇáÊÝÇÓíÑ ÇáÚÑÈíÉ:

äÈíá ÇáÞíÓí 19-01-2023 06:00 AM

ÑÏ: ÓæÑÉ ÇáÍÌ - Sûratu'l-Hacc
 
Praise be to God, Lord of the worlds.... the number of what He created


ÇáÓÇÚÉ ÇáÂä 12:41 PM.

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Content Relevant URLs by vBSEO 3.3.0 , Designed & TranZ By Almuhajir
ÌãíÚ ÇáÍÞæÞ ãÍÝæÙÉ áãäÊÏì ÞÕÉ ÇáÅÓáÇã